Vincent van Gogh Üzerine Notlar

 

Burcu Bostancı, Mayıs 2021

“I put my heart and soul into my work, and I have lost my mind in the process.” 1



Vincent Van Gogh, kullandığı renklerle dikkatleri üstüne çeken ve eserleriyle 20. yüzyılda etkili olmuş Hollandalı bir ressamdı. Hayatı boyunca akıl hastalıkları ile mücadele edip eserleri döneminde hiç değer görmeden hayata gözlerini yummuş olan Van Gogh, oldukça dindar bir papaz babanın ve sulu boya yapmayı seven bir annenin oğlu olarak 1853’te Hollanda’da dünyaya geldi. Bir süre babasının yolundan gidip vaiz olan Van Gogh, hitabet yeteneğinin çok başarılı olmadığı düşünüldüğü için uzun süre vaiz olarak kalamayacaktı.

            Belçika’ya gidip madenlerdeki işçilere yardımcı olmak ve onlara vaaz vermek istedi. Burada da uzun süre tutunamadı. Bu zamanda 27 yaşında olan Van Gogh, 37 yıllık hayatının büyük kısmını yaşamış olsa da hala bildiğimiz resimlerinden birini yapmamıştı. 2 Aynı sene Belçika’daki görevinin sonlanmasının ardından ailesiyle yaşamaya devam etti.

Bazı ressamların resimlerini kendi tarzına göre tekrardan canlandırmayı da seviyordu.

Jean-François Millet, The Sower, 1850


Vincent van Gogh, The Sower, 1889

Aşk hayatında da yüzü pek gülmedi. Londra’da çalıştığı dönemde, ev sahibinin kızı Ursula Layer’a aşık oldu. 11 Ursula tarafından reddedilmesinin ardından bunalıma giren Van Gogh, Londra’da depresif ve içe kapanık bir süreç geçirdi. 11 Ailesinin yanına döndüğünde ise kuzeni Kee Vos-Stricker’a aşık oldu.11 Onun tarafından da reddedilince daha çok acı çekmeye başladı. Ona olan aşkının büyüklüğünü ispatlamak için gaz lambasıyla elini yaktı. 2

Bu olayların ardından ailesinin yanından tekrar ayrılmak zorunda kaldı. Tanıştığı başka bir kadınla (Sien) birlikte yaşamaya başladı. Yoksul bir hayatları varken ve resimden hiç para kazanamazken, kardeşi Theo’nun gönderdiği paranın büyük bir kısmını da resim malzemelerine harcaması, birlikte yaşadığı kadına pek anlamlı gelmiyordu. Van Gogh’un parayı tuvale, fırçaya, boyaya yatırmaktansa yiyecek almasını istiyordu.2 Birlikte yaşadığı kadının hem çocuklu hem de hamile olması ailesinden kimsenin hoşuna gitmiyordu ve bir sene sonra anlaşmazlıklar artınca Van Gogh, Sien’den ayrıldı.

            Van Gogh’un küçük kardeşi Theo, bir sanat simsarıydı. Yani, resimler alıp satıyordu. Van Gogh’un resimlerini satmaya ve para kazanmaya çalışsa da o dönem de bu eserler pek değer görmüyordu ve çoğu insan (belki de Theo bile) onun yetenekli olduğunu düşünmüyordu. 37 yıllık hayatının son beş yılına kadar çok bilindik bir eser vermeyen Van Gogh’un pratik yapıp, kendince tekrardan canlandırdığı resimlerden bir diğeri ise The Man is at Sea



Virginie Demont-Breton, The Man is at Sea



Vincent van Gogh, 1889
Yaptığı bir başka resim ise Avenue of Poplars in Autumn 1884 yılında, bu eseri Theo’ya yazdığı mektuplarda bu resmi şu şekilde ifade etti:

"The last thing I made is a rather large study of an avenue of poplars, with yellow autumn leaves, the sun casting, here and there, sparkling spots on the fallen leaves on the ground, alternating with the long shadows of the stems. At the end of the road is a small cottage, and over it all the blue sky through the autumn leaves.”3

 ("Yaptığım son şey, sarı sonbahar yapraklarıyla, güneşin oraya buraya döküldüğü, yerde düşen yapraklar üzerinde ışıltılı lekeler, sapların uzun gölgeleriyle dönüşümlü olarak, bir kavak caddesinin oldukça büyük bir çalışması. Yolun sonunda küçük bir kulübe var ve üzerinde, sonbahar yapraklarının arasından tüm mavi gökyüzü.")


Vincent van Gogh, Avenue of Poplars, 1884

Bu resimden de gördüğümüz gibi hala Van Gogh’un bilindik bir eserine gelemedik ve 37 yıllık hayatının 31 senesi çoktan geçti. Bu yaşında hala, hiçbir eseri satılmamış, akıl hastalıkları nüksetmişti.
The Potato Eaters, Van Gogh’un en önemli eserlerinden biri. Vincent, insanların emeğine, çalışkanlığına ve bağlılığına her zaman saygı duymuştu. 4 Bu eserdeki tasviri, daha çok köy yaşamını ve bu yaşamın acımasızlığını vurguluyordu.

Vincent van Gogh, The Potato Eaters, 1885


Mektubunda, bu resmi ve insanları kardeşi Theo’ya şöyle anlattı:
“These folk […] have tilled the earth themselves with these hands they are putting in the dish [...] that they have thus honestly earned their food” 5
“Bu halk [...] dürüstçe kazandıkları yemekleri, toprağı sürdükleri elleriyle [...] tabağa koyuyorlar.”
 
   Burada da gördüğümüz gibi hala Van Gogh’u tanıdığımız o renkler yok. 32 yaşında The Potato Eaters eserini vermiş fakat hala bir kazanç sağlayamamıştı. Bu resmi yaptığı yıl babasının ölümü ile yıkıldı ve Theo’nun çağırması üzerine Paris’e gitti. Burada, Theo’nun sanat çevresiyle kaynaştı, sosyalleşti ve renklerle tanıştı.2 Paris’te hem eğitim aldı hem de Gauguin, Pissarro gibi isimlerle tanışma şansı yakaladı. Bu dönemde daha çok portre üzerine yoğunlaştığı bilinmektedir. 11
            Van Gogh, 30’dan fazla otoportre yaptı. Self-Portrait with Straw Hat, belirgin sarı tonları ile öne çıkıyor. Paris’te bunaldığında, ruhsal açıdan çöktüğünde bu otoportreyi yaratan Van Gogh, para sıkıntısı çekmesine rağmen, yine de bir figür ressamı olarak becerilerini geliştirmeye kararlı bir biçimde resim yapmaya devam etti, kendisinin en iyi bakıcısı oldu ve renkleri de Paris’e geldikten sonra eserlerinde daha sık gözlemledik: 
I purposely bought a good enough mirror to work from myself, for want of a model, because if I can manage to paint the coloration of my own head, which is not without presenting some difficulty, I’ll surely be able to paint the heads of the other fellows and women as well.” 10
“Model olmak için kendimi çalışabileceğim bir ayna aldım. Çünkü, eğer kendi kafamı renklendirmeyi başarabilirsem, ki bu biraz zorlanmadan olmaz, diğer erkekleri ve kadınları da boyayabilirim.”
Vincent van Gogh, Self Portrait with a Straw Hat, 1887

Bu resim, sanatçının Neo-Empresyonist teknik ve renk teorisi konusundaki farkındalığını Paris’ten sonra edindiğini göstermektedir.

Bir başka resim ise yine Vincent’ın Paris’te kaldığı döneme denk geliyor. Café Terrace at Night, Van Gogh’un resmettiği Place du Forum'daki La Terrasse kafesi, bugün Café Van Gogh olarak anılıyor. Ressamın dinginlikle resmettiği Fransa'nın güneyine gelme konusundaki iyimserliğinin bir simgesi olan sıcak renkler ve gölgedeki evler ve yıldızlarla dolu bir gökyüzü ile yan yana dizilmiştir.

Vincent van Gogh, Cafe Terrace at Night, 1888

Van Gogh, Paris’ten sonra, 1888 yılında Arles’a taşındı. Burada da hayranı olduğu ve arkadaşı olan ressam Paul Gauguin ile çalışmaya başladı. 11 Aralarındaki anlaşmazlıkların artmasıyla iyice bunalıma giren Van Gogh, sol kulağını da bu bunalım döneminde kesti.

            1889’da sanrılar ve paranoyaları nedeniyle hastanede yatmaya başladı. Yaklaşık 3-4 ayını hastanede geçirdikten sonra, başka bir akıl hastanesine kendi isteği ve kardeşi Theo’nun maddi desteğiyle yattı. 11 Burada bir stüdyosu ve yatak odası vardı.


Van Gogh, Paris’ten sonra, 1888 yılında Arles’a taşındı. Burada da hayranı olduğu ve arkadaşı olan ressam Paul Gauguin ile çalışmaya başladı. 11 Aralarındaki anlaşmazlıkların artmasıyla iyice bunalıma giren Van Gogh, sol kulağını da bu bunalım döneminde kesti.

            1889’da sanrılar ve paranoyaları nedeniyle hastanede yatmaya başladı. Yaklaşık 3-4 ayını hastanede geçirdikten sonra, başka bir akıl hastanesine kendi isteği ve kardeşi Theo’nun maddi desteğiyle yattı. 11 Burada bir stüdyosu ve yatak odası vardı.

Vincent van Gogh, The Starry Night, 1890

Bu döneme ait en tanıdık eserlerinden bir diğeri ise Almond Blossom. Resim, Vincent Willem adında yeni bir oğlu olan kardeşi Theo ve eşi Jo için bir hediyeydi. Vincent bu konuda çok heyecanlıydı çünkü yeğenine onun adını vermişlerdi.11 Annesine yazdığı mektupta şöyle dedi:

“I started right away to make a picture for him, to hang in their bedroom, big branches of white almond blossom against a blue sky."8
“Hemen onların yatak odalarına asmaları için bir resim yapmaya başladım, mavi bir gökyüzüne karşı beyaz badem çiçeğinin büyük dalları.”

Vincent van Gogh, Almond Blossom, 1890

Sırada, Van Gogh hayattayken satılmış olan tek eseri var: The Red Wineyard. Bu resim 1888 yılında yapılmış olsa da Van Gogh’un öldüğü yılda (1890) satıldı ve aslında o dönemde ruhen diplerde olan ve nöbet geçiren Vincent için bu, çok da sevindirici bir haber olmadı. 11

Vincent van Gogh, The Red Wineyard, 1888

Hayatı boyunca psikolojik rahatsızlıklarla mücadele etti Van Gogh. Epilepsi, anksiyete, manik depresiflik bunlardan sadece birkaçı. Bu psikolojide sürekli kendini suçlaması, para kazanamıyor olması ve melankolik hissetmesi aslında onu ölüme götüren şey oldu.

Vincent van Gogh, The Self Portrait, 1889

Son otoportesini 1889’da yaptı. Fark edileceği üzere, artık renklerini kaybetmeye başlamıştı. Uçlarda yaşadığı depresif ruh hali, bakışlarına ve renklerine de yansımıştı. 2 Duygularını her zamanki gibi yine çok başarılı bir şekilde aktarmıştı.
Van Gogh’un son resmi ise Wheatfield with Crows. Ressam, bu resmi yaptıktan hemen sonra, sık sık zaman geçirip resim yaptığı buğday tarlasının ortasında kendini vurdu. Yaralanan Vincent’ın yanına kardeşi Theo hiç vakit kaybetmeden geldi.11 Fakat, Van Gogh, 2 gün sonra öldü. Hemen ölemediğini anlayınca, ölmeyi bile beceremediğini düşündü. 2 Bu eser, Van Gogh’un en karanlık yönlerinin yer aldığı eserlerden biri. Eleştirmenler, üç yolu, Van Gogh’un gidecek hiçbir yeri ve kaçış yolu olmadığı hissinin sembolü olarak görüyorlar. 9
Vincent van Gogh, Wheatfield with Crows, 1890

“Herkes kurtuluyor benden, ben de kurtuluyorum bu dünyadan. Bir cehennemde yaşadım, gittiğim yer daha kötü olamaz" 2

… dedi Van Gogh ölmeden önce.

 

Theo ise abisinin ölümünden sonra ona Vincent’ın ona bıraktığı iki mektubu da aldı. Abisinden küçük olmasına aldırmadan ömrü oyunca ona destek oldu. Fakat, abisinin ölümünden sonra onun da sağlığı kötüye gitti. Fazla çalışma ve üzüntüye bağlı olarak felç geçiren Theo, abisinin ölümünden altı ay sonra vefat etti ve onun yanına gömüldü.

“Gerçek şu ki, sadece resimlerimizi konuşturabiliriz.”

Vincent van Gogh, Theo’ya Son Mektubu, 1890


Vincent ve Theo'nun Mezarları
Huzur içinde uyu.

Kaynakça

1 https://www.goodreads.com/quotes/116506-i-put-my-heart-and-soul-into-my-work-and

2 Umberto Arte. (2019). Umberto Arte ile Sanat I. Destek Yayınları.

3 http://www.webexhibits.org/vangogh/letter/14/383.htm

4 https://www.vangoghmuseum.nl/en/collection/s0005V1962

5 https://www.instagram.com/p/BsavxNvFcO0/

6-7 https://www.metmuseum.org/art/collection/search/436532

8 http://www.webexhibits.org/vangogh/letter/20/627.htm

https://www.vincentvangogh.org/wheat-field-with-crows.jsp

10 http://www.vangoghletters.org/vg/letters/let681/letter.html

11 https://www.pivada.com/vincent-van-gogh







Yorumlar